Gizem'in Mutluluk Verici Kaybı :)

LilySlim Weight loss tickers

27 Şubat 2012 Pazartesi

Fırında Üç Kat Limonlu Puding

Begüm'le değişik lezzetlerin peşinde olduğumuz bir akşam, fırında puding yapımına giriştik. Buyurunuz. :)


Malzemeler:
1/3 su bardağı yulaf kepeği
1/2 su bardağı toz tatlandırıcı
Yarım çay kaşığı tuz
2 limon kabuğu rendesi
1/4 çay bardağı limon suyu

3-4 damla limon aroması
3 yumurta
1,5 su bardağı yağsız süt





Yulaf kepeği, tatlandırıcı ve tuz iyice çırpılır. Bu karışıma limon suyu ve rendelenmiş limon kabukları eklenip, çırpılır. 

Yumurtaların sarıları, aklarından ayrılarak çırpılır ve içine süt katılır. Yulaf kepekli karışım, süte ilave edilir. 


Yumurta akları mikserle çırpılır ve kar haline getirilir. Çırpılmış yumurta akları ve diğer karışım yavaşça karıştırılır ve 150°C’de ısıtılmış fırında benmari usulü ile (fırın kapları su ile doldurulmuş fırın tepsinin içine yerleştirilir) 50 dakika pişirilir. Puding tarçın ve limon kabuğu rendesi ile süslenerek servis yapılır. Pudinge bir kaşık daldırdığınızda kızarmış üst kısmı, kepekli ara katman ve alt pudingle karşılaşıyorsunuz. Sürpriz! :)

25 Şubat 2012 Cumartesi

Üçgen Ekmek

Dukan ekmeğimiz çok tuttu (http://dukanellaa.blogspot.com/2012/01/dukan-ekmegi.html), herkesin yanına can yoldaşı oldu. :) Şimdi Dukan ekmeğine bir alternatif geliyor. Bugün kruvasan yapmaya çalışırken bir anda uydurup böyle bir ekmek yaptım ve o kadar güzel oldu ki iki üçgeni yedim bile. :) 


Malzemeler:
3 yumurta
1 paket kabartma tozu
Yarım çay kaşığı toz tatlandırıcı
Yarım paket light labne
Bir gıdım tuz
3 yemek kaşığı yulaf kepeği


Şimdi öncelikle yumurtaların sarısını ve beyazını mikser yapabileceğimiz iki ayrı kaba alıyoruz. Sarıların üstüne yarım paket labne ve bir gıdım tuzu ekliyoruz. Beyazların üstüne de bir paket kabartma tozunu koyuyoruz. Tek mikserle bu işi halledelim diye öncelikle beyazları çırpıyoruz, köpük köpük oluyor kar gibi. Ondan sonra sarıları çırpıyoruz. Sonra bunları birbirine katıp çok az çırpıyoruz. En son yulaf kepeği ve splendayı da ekleyip karıştırıyoruz. 


Sonra da küçük bir tepsiye yağlı kağıt serip üzerine bu karışımı yayıyoruz. Önceden 200 derece fırında ısınmış fırında 20 dakika pişiriyoruz. Sonra da afiyetle öğünlerimizin yanına katıyoruz. 

Öneri olarak, bu ekmeğe kekik, pul biber, zencefil vb. baharatlar katıp lezzetlendirebilirsiniz, lakin ben deneyeceğim. ;)

16 Şubat 2012 Perşembe

Benekli Peynir Krakeri

Gün geçtikçe artan dukanellalara daha fazla seçenek sunabildikçe mutlu olan üç küçülen kadınız biz. :) Buradan aramıza katılan Gözde, Safa ve Mehmet'e de buradan selam ederim. :) Her gün en az iki kişiye dukanı anlatıyorum, resmen özel danışmanlık veriyorum. Bundan da gerçekten zevk alıyorum, mutlu oluyorum. 

Şimdi yine çok pratik ve lezzetli yeni bir tarife gelelim. Bu tarifi Begüm buldu ve denedi. Kendisi ve eşi Kerem, tadını çok beğendi ki biz de fotoğraflarını gördüğümüzde bile canımız çekti. Uzatmadan tarife gelelim.

Malzemeler
2 yumurta akı
250 gram beyaz peynir -isteğe göre lor, light kaşar vb. eklenebilir-
1 tatlı kaşığı mısır unu
1 çay kaşığı çörek otu

Öncelikle yumurta akları çırpılır. Buna peynir, mısır unu ve çörek otu da eklenip iyice karıştırılır. Daha sonra bu karışım, yağlı kağıt serilmiş tepsiye ister yemek kaşığı büyüklüğünde yuvarlaklar halinde ister birleşik büyük bir yuvarlak halinde yayılır. Önceden 180 derecelik fırında 25 dakika pişirilir. Üstü iyice kızarınca ve hafif kıtır kıtır olunca fırından alınır. Çayın yanında afiyetle yenir. ;)


Sebze Yatağında İskender

Öncelikle annemin de yarın dukana başladığını mutlulukla paylaşmak isterim. Bugünün en güzel haberi bu. :) Daha sonra da annemin yaratıcılığını ve lezzetini konuşturduğu, ismini de kendi verdiği "sebze yatağında iskender" tarifine gelelim. Damaklarımıza şölen etkisi uğratıyor bu tarif, kesinlikle kefilim!

Sebze yatağı : 
Havuçlar ince dilimler halinde doğranıp -yoksa pişmez- yağsız tavada sotelenir. Arzuya göre karnabahar, kabak, mantar, biber vb. evimizde olan dukan izinli sebzeler de havuçların yanına eklenir. Tüm sebzeler tavada sotelenir. Sonra bu sebzeler light yoğurt ile karıştırılır. Sevenler bu karışıma sarımsak da ekleyebilir. 

Domates sos: 
Domatesler küçük parçalar halinde doğranır. İçine domates püresi, kırmızı pul biber eklenerek tavada pişirilir.

Protein:
Anne eli değmiş dukan köftesi ( http://dukanellaa.blogspot.com/2012/01/anne-eli-degmis-dukan-koftesi_19.html ) , jülyen doğranmış dana biftek, jülyen doğranmış tavuk parçaları vb. proteinler ayrı bir yağsız tavada ızgara edilir. 

Bu üç lezzetli parçacık hazırlandıktan sonra proteinler ve domates sos buluşup, birbirleriyle iyice kaynaşıyorlar. Protein ve domates sos ayrılmaz bir parça olunca sebze yatağının üzerine birlikte uzanıyorlar. Biz de onları afiyetle yiyip midemizin de bu aşka katılmasını sağlıyoruz. 




1 Şubat 2012 Çarşamba

Şimdi Güçlenme Zamanı

İki ay önce bugün, kara kara düşünüyordum. Hem aldığım kiloları, olmayan kıyafetleri, rejim yapmanın zorluğunu, hem çevremdekilerin söylediklerini, yemeyi, içmeyi, kendime yasaklamam gereken besinleri.. En çok da hayal kuruyordum, bu kiloları verirsem nasıl mutlu olurum diye. İşte o gün geldi, ben uzun zamandır kendimi bu kadar iyi, bu kadar zinde hissetmemiştim. Sabah uyandığınızda dolabınızdan aldığınız herhangi bir parça kıyafeti giymek ve giydiğinizi geri üzerinizden çıkarmak zorunda kalmamak o kadar mükkemmel bir duyguymuş ki tadını unutmuşum. Şimdi yeniden o tadı yaşadım ve keyfini sürüyorum diyebilirim.

Evet tam iki ay oldu ve 7 kilo verdim, Dukan'ın bana söylediği kilonun altına düştüm ve şimdi 54.7 kiloyum. Noktalarla konuşuyorum ama biliyorsunuz bu çok hassas bir konu =)). Tabiki şimdi de korkularım var, ya tekrardan alırsam, ya farkında olmadan yine 60'ların üstüne çıkarsam, ama paniğe kapılmak yok. Şimdi o korkularımızı yenme zamanı geldi. Başak ve benim için sırada Güçlendirme Evresi var, ama bir yandan da Seyir Evresi tariflerini paylaşmaya devam ediyor olacağız çünkü henüz diyetimiz bitmedi.

Haydi güçlenelim o zaman,

Dukan bu evreyi kitapta, "Verilen kiloyu geri aldırmayan güçlendirme diyeti: Vazgeçilmez geçiş dönemi" olarak adlandırıyor. Bu evrede, zor zamanların geride kaldığını düşünerek bir an kendimizi boşlukta bulabiliyoruz ve aslında tam olarak nereden başlayacağımızı bilemiyoruz. Öncelikle, derin bir nefes alın, olmak istediğiniz kiloya ulaştınız, zor dönemi atlattınız, ama aslında henüz istediğiniz kiloda değilsiniz. Hiçbir şey kesin değil, bu noktada nihayet kilo sorununuzdan kurtulduğunuzu ve şu andan itibaren tekrar eski alışkanlıklarınıza dönebileceğinizi düşünmeyin, çünkü kitapta şöyle yazıyor: "Etkili bir rejimin zoruyla bir hayli kilo kaybeden bir vücut, o kiloları geri almak için epeyce tepki gösterir", "Vücut normal koşullarda 100 kalori çekeceği bir yiyecekten, bir rejim sonrasında 120-130 kalori çekmeyi başarabilir durumda olacaktır." Bu durumda, silahlarımızı indirip eski alışkanlıklarımıza geri dönmememiz gerekiyor. Kendimden örnek vermek istiyorum, ben kilo aldığım dönemde acımasızca zararlı besinler tüketiyordum, özellikle yağ, un, şeker içeren gıdalar.. Öğünlerimde limitsizleşmiştim, ekmeği nerdeyse her öğünde fazla fazla tüketmeye başlamıştım. Rejim yaptığım iki ay boyunca hiç ekmek yemedim ve bir süre sonra aslında insanın her düzene alıştığını fark ettim. Evet, ilk zamanlar çok zor oldu, çevremde herkes bana kahvaltıda nasıl ekmeksiz durabiliyorsun diye sordu, ama inanın bana insan her şeye alışıyor. Bir süre sonra vücudunuz ekmeği unutabiliyor, ben unuttum ve tekrardan hatırlamamak için elimden geleni yapacağımı biliyorum, çünkü kilo vermek çok zor ve emek istiyor. Bu demek değil ki hayatım boyunca hiç ekmek tüketmeyeceğim, tabiki tüketeceğim ama sadece artık disipline etmeyi başardığım bir bünyem var.

Güçlendirmede nasıl beslenmeliyiz konusuna değinmeden önce geri dönme tepkisi diye bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu konu, güçlendirme evresini uygulamayan kişilerde oluşacak bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Verdiğimiz kiloları geri alma riskinden bahsediyorum, kiloların bize geri dönmesi durumu. Eğer güçlendirme evresinde, eski yeme alışkanlıklarımıza geri dönersek verdiğimiz her kiloyu 10 günde geri alma riskimiz var. Örnek olarak, verdiğim 7 kiloyu 70 günde geri alabilirim. 70 günde hiç olmak istemediğim kiloya tekrardan dönebilirim. Bu kuralı aklımızın bir köşesinde bulundurarak, güçlendirme evresini ne kadar süreyle uygulamamız gerektiğine bakalım.

Doğru kiloyu hesaplarken birden çok parametreden bahsetmiştik, bu parametreleri göz önünde bulundurarak diyetin bu aşamasında yeni bir hesaplama yürütebilirsiniz. Bu hesaplamayı yürütmeden önce aklımızda bulundurmamız gereken en önemli bir unsur daha var. Kendimizi "en iyi hissettirecek" kiloyu bulabilmemiz. Bu kiloyu hesaplarken, ilk olarak kilo değişimlerimiz sırasında ulaştığımız en yüksek ve en düşük rakamları düşünmeliyiz, çünkü vücudumuz bu zamana kadar ulaştığı en yüksek ve en düşük değerleri her zaman hafızasında tutuyor. Kitaptan şöyle bir örnek verebilirim, hayatının bir döneminde 100 kg olmuş, boyu 160 cm olan bir kadın düşünün. Bu kadına çeşitli teorik hesaplama yöntemlerinin önereceği gibi, onun için ideal olan 52 kiloyu önermek imkansızı istemek gibi olacaktır. Vücudunun biyolojik hafızası daha önce ulaşmış olduğu kiloyu hep hatırlayacak, o kaydı asla silmeyecektir. Öyleyse, eğer kendisini memnun edebilecek bir ağırlıksa, ona 70 kg hedefi önermek çok daha mantıklı olacaktır. Doğru kilonuzu hesaplarken, http://www.dukandiet.co.uk/ adresinden faydalabilirsiniz.

Güçlendirme evresinin süresi, verilen kiloya bağlı olarak hesaplanmaktadır. Vermiş olduğunuz her kilo için 10 gün diyeti temel alarak diyeti ne kadar sürdürmeniz gerektiğini belirleyebilirsiniz. Eğer 10 kilo verdiyseniz, 100 gün güçlendirme evresine devam etmeniz gerekir.

Gelelim güçlendirme evresinde, devam edeceğimiz ve diyetimize dahil edeceğimiz gıdalara;

Protein ve sebzeler; Atak ve seyir dönemlerinde tükettiğiniz protein ve sebzeleri dilediğiniz gibi tüketebilirsiniz.

Günde bir porsiyon meyve; seyir döneminde meyve olmamasına şaşıran kişilere müjde, artık muz, üzüm, kiraz ve kuruyemişler haricindeki meyvelerden günde bir porsiyon tüketebilirsiniz. Miktarlara gelince; elma, armut, portakal, greyfurt, nektarin, şeftali gibi meyvelerden bir tane diyebiliriz. Daha küçük ya da daha büyük meyveler içinse, normal boyutta bir kase çilek ya da frambuaz veya bir dilim kavun ya da karpuz, iki küçük kivi veya iki kayısı bir porsiyona denk gelebilir.

Günde iki dilim tam tahıllı ekmek; fazla kilolarımıza geri dönüş yapmak istemiyorsak beyaz undan uzak durmamız gerekiyor, istediğimiz öğünde günde toplam iki dilimi aşmamak şartıyla tam tahıllı ekmek tüketebiliriz.

Günde bir porsiyon peynir; hamuru pişmiş cinsten her türlü peyniri yemekte özgürsünüz: Örneğin, eski ve taze kaşar gibi. Ancak, Dukan mayalanmış peynirlerden kaçınmamızı öneriyor. Örneğin, keçi peyniri ve rofkor gibi (Miktar olarak, bir porsiyon = 40 gram)

Haftada iki porsiyon nişastalı gıda; bu dönemde haftada iki porsiyonu geçmemek şartıyla
hamur işleri,  mısır unu, kuskus, yoğurt, tam buğday (haftada iki defa 200 gramlık porsiyonlar olabilir), mercimek (porsiyonu 220 gramı geçmeyen bir mercimek yemeği olabilir), pirinç ve patates (porsiyonu çiğ olarak 150 gramı ya da pişmiş olarak 220 gramı geçmeyen pirinç ile yapılan yemekler olabilir, patates için ise alüminyum kağıda sarılı veya ızgarada tarifler deneyebiliriz, kızarmış patates ya da cipsler hem fazla yağ çekmesi hem de kalp ve damar hastalıkları açısından tehlike unsurudur)

Yeni etler; şimdiye kadar sığır ve dana etinin az yağlı bölümlerini yiyebiliyorduk, artık kuzu budunu da haftada iki defayı geçmemek üzere listeye ekleyebiliriz.

Haftada iki kez ödül yemeği; güçlendirme evresinin ilk yarısında kaftada 1 kez istediğimiz gibi bir öğün hazırlayabiliriz. Bu evrenin ikinci yarısındaysa, haftada 2 kez ödül yemeğine hak kazanıyoruz. Ödül yemeğini, günün istediğimiz öğününde kullanabiliriz. Ancak, bu noktada iki ödül yemeğini arka arkaya iki öğünde tüketmekten kaçınmalıyız. Üst üste iki tabak yememeliyiz. Her şeyden ama sırayla tüketmeliyiz. Örnek olarak, bir başlangıç, bir ana yemek, bir tatlı, peynir veya aperatif, bir bardak şarap tüketebilirz ama sırayla ve bir defaya özgü olmak üzere.

Haftada bir gün saf protein: Perşembe; güçlendirme evresinin daha etkin olabilmesi için bu dönemde haftada bir gün olmak üzere saf protein rejimine devam etmemiz gerekiyor. Bugünün Perşembe olmasını Dukan kitabında bize öneriyor ancak eğer Perşembe günü sizin için uygun değilse herhangi bir günü seçip bugünü her hafta değiştirmemeye özen gösterin.

Yulaf kepeği; güçlendirme evresinde yulaf kepeği hakkımız seyirdeki gibi iki çorba kaşığı

Egzersiz; güçlendirme evresinde günde en az 25 dakika yürüyüş yapmamız, bu evreyi kolay atlatmamızı sağlayacaktır.

Güçlendirme evresinin detaylarını kısaca özetlemeye çalıştım ama eğer fırsatınız varsa kitabı okumanızı tavsiye ederim ve son olarak kitaptaki güçlendirme rejimi özetini aşağıya ekledim. Haydi o zaman güçlenelim.